top of page

DERSTE YAZDIKLARIMIZ (I. Dönem)

TATLI DİL (Söyleşi)

Örtülü Anlam:

Sohbet (Söyleşi):

Düşünceyi Geliştirme Yolları:

7.Sınıf

Cümlede doğrudan söylenmeyen ancak cümlenin anlamından çıkarılabilecek farklı yargılar bulunur. Örneğin, Mehmet Âkif ERSOY'un “Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın!” ifadesinden “Bir daha milletimiz bağımsızlık savaşı vermek zorunda kalmasın, aynı zor günler yaşanmasın.” yargılarına ulaşılabilir. Bu yargılar cümlenin örtülü anlamlarını açıklamaktadır.

  • ...insanları güzel yapan, sıcak yapan dildir.

  • Tatlı dil insan için başlı başına bir kuvvettir.

  • Güler bir yüz, tatlı bir dille tamamlandığı zaman insana bütün kapılar açılır.

Bu cümlelerde okuyunca görülen anlamın arka planında tatlı dilin önemi anlatılmaktadır.

Bir konunun sohbet havasında, doğal bir dille anlatıldığı, düşüncelerin derinleştirilmeden yüzeysel olarak aktarıldığı yazılara söyleşi denir. Söyleşiyi diğer düşünce yazılarından ayıran en önemli özellik dil ve anlatımıdır. İçten bir anlatımla konuşma havası içinde düşüncelerin aktarılması söyleşinin en belirgin özelliğidir. Söyleşide soru-cevap cümleleri ve devrik cümleler sıkça kullanılır. Söyleşi bilimsel konularda değil de günlük hayatla ilgili konularda yazılır.

Bir düşüncenin, bir konunun, bir açıklamanın tam olarak anlatılabilmesi için yararlanılan yöntemlere “düşünceyi geliştirme yollları” adı verilir.

1. Tanımlama: Bir kavram, nesne ya da olayın belirgin özellikleriyle tanıtılmasına tanımlama denir. Tanım kısaca “Bu nedir?” sorusuna verilen cevaptır. Sözü edilen kavram, nesne ya da varlığın ne olduğunun açıklanmasıdır.

2. Ornekleme: İleriye sürülen soyut düşüncenin somutlaştırılmasıdır. Sözü edilen bir düşüncenin zihinlerde somut hâle getirilebilmesi için başvurulan bir düşünceyi geliştirme yoludur.

3. Karşılaştırma: Karşılaştırmada varlık ve kavramlar arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanma söz konusudur. Bir kavram ya da varlığın başka varlık ve kavramlardan farklı ya da ortak yönleri söylenerek bu özelliklerin daha iyi belirmesi amaçlanır.

4. Tanık gösterme (alıntı yapma): Anlatılmak istenilen düşüncenin başkalarının görüşlerinden, sözlerinden yararlanarak açıklanması yoludur.

5. Sayısal verilerden yararlanma: Bir düşünce yazısında, verilmek ya da kabul ettirilmek istenilen düşünceyi benimsetmek için çeflitli sayısal verilerin kullanılması yoludur.

6. Benzetme: Bir kavram, nesne ya da varlığı başka kavram, nesne ya da varlığa ait özelliklerle anlatmadır.

7. Betimleme: Varlıkların kendilerine özgü ayırıcı niteliklerini, özelliklerini göz önünde canlandırma ve izlenim uyandıracak biçimde anlatmaya betimleme denir.

Anlam Özelliklerine Göre Fiiller:

İş, oluş veya durumu kişiye ve zamana bağlı olarak anlatan sözcüklere fiil denir. Fiiller, anlam özelliklerine göre iş, oluş, durum gibi değişik isimler alır:

1. İş (Kılış) Fiilleri: İş veya hareket bildiren fiillerdir. Bu fiillerin gerçekleşmesinde özne etkilidir. "Neyi, Kimi, Ne" sorularına yanıt verirler. Nesne alırlar. Yani öznenin yaptığı işten öznenin dışında başka bir varlık etkilenir.

   Çocuk, kalemin ucunu kırdı. (Çocuğun yaptığı işten kalemin ucu etkilenmiştir, çocuğun kendisi değil. Cümle nesne almıştır, neyi kırdı? kalemin ucunu.)

   Islak çamaşırları balkona götürdüm.

   Eski dostlarına mektup yazdı.

   Duvara tebeşirle bir resim çizdi.

 

2. Durum Fiilleri: Öznenin özelliğini, hangi durumda olduğunu bildiren ve nesne almayan fiillerdir. Bu fiiller, bir durumda kalmayı ya da bir durumdan başka  bir duruma geçmeyi anlatır.

   Ali dayı bu duruma kahkahalarla güldü.

   Kedi sobanın dibinde uyuyor.

   Çocuk, evin önünde dikiliyordu.

   Salonun köşesindeki kanepeye yattı.

 

3. Oluş Fiilleri: Gerçekleşmesi bir öznenin iradesine bağlı olmayan, oluşumları için bir süreç gereken fiillerdir. Öznenin yapısındaki değişimi anlatırlar.

   Saksıdaki çiçekler birden soldu.

   Oğlumun boyu bu yıl çok uzadı.

   Utancından yüzü kızardı.

   Soğuktan hepimizin elleri morardı.

 

Bu konu ile ilgili test sorularına ulaşmak için tıklayın..

ÖYLE DENMEZ (Tiyatro)

   Yaşanmışveya yaşanabilir olayların sahnede canlandırılmak üzere yazılmasıyla ortaya çıkan eserlere tiyatro denir. Tiyatroda anlatılanlar bir yazarın ağzından değil de eserdeki kişiler tarfından anlatılır.

    Karagöz ve Hacivat gölge oyunudur. Gölge oyunu geleneksel Türk tiyatrosu türüdür. Gölge oyunu, geriden ışıkla aydınlatılmış bir perde arkasında hareket ettirilen resimlerin gölgelerinden yararlanılarak oynatılan bir oyundur. En bilinen gölge oyunu örneği Karagöz ve Hacivat'tır. Karagöz ve Hacivat oyunlarının özellikle Ramazan aylarında oynatılması bir gelenek halina gelmiştir.

Tiyatro:

   Fiillerin "-mek, -mak" eki almış hâline mastar denir. "-mek, -mak" eki fiildeki soyut hareketleri adlandıran, onları ad biçimine sokan bir ektir. Fiiller şekil, zaman ve şahsabağlı bir yargıya dönüşebilmek için belirli anlatım kalıplarına girerler. Bu anlatım kalıplarına "kip" bu kavramı karşılayan eklere de "kip ekleri" denir. Türkçede başlıca iki ana kip vardır: Bildirme ve dilek kipleri.

Fiillerin kip ve şahıs ekleri alarak yargı bildiren hâllerine ise "çekimli fiil" denir. Çekimli fiiller cümle içinde yüklem olarak karşımıza çokar..

Çekimli Fiiller:

BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK KARİKATÜR (Deneme)

Deneme:

   Herhangi bir konuda yazarın öznel görüş ve düşüncelerini kesin yargılara varmaksızınaçık ve içten bir dille anlattğı yazım türüne  "deneme" denir. Deneme türünde açıklayıcı anlatım türü kullanılır.

Sayıların Yazımı:

  • Müzik notasını niteleyen sayılar ayrı yazılır:

       On altılık, otuz ikilik...

  • Oyun adlarını niteleyen sayılar bitişik yazılır:

       Onbeş çubuk oyunu

       Onaltı asker oyunu

Nesnel ve Öznel İfadeler:

Nesnel Anlatım: Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, deney ve gözleme dayalı tarafsız yargılara nesnel anlatım denir.

Örnek:

_ İletişim kişiler arası, toplumlar arası ya da birey ile toplum arasında oluşan bir süreçtir.

_ İnsanlar iletişim kurmak için değişik semboller kullanırlar.

 

Öznel Anlatım: Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, doğruluğu tartışılabilir yargılara öznel anlatım denir.

Örnek:

_ Bir insan diğer yabancı dilleri ne kadar iyi öğrense de ana dilinde kurduğu iletişim kadar sağlıklıbir iletişim kuramaz.

_ Bir kişinin toplumla kurduğu iletişimde ulaşabileceği insan sayısı sınırlıdır.

Bildirme ve Dilek Kipleri:

Bildirme ve dilek kipleri için tıklayın..

ATATÜRK ve TÜRK DİLİ (Şiir)

Zarflar:

Zarflar konusu için tıklayın..

UNUTULMAYAN HAFTA (Öykü)

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler:

  • Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar.

  • Kitap, bildiri, makale vb. ana başlıkta bulunan kelimelerin tamamı, alt başlıkta bulunan kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.

  • Kitap, dergi vb. bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar.

 

       ________________________________Bu konu ile ilgili örnekler çalışma kitabımızda.. _____________________________________________

Fiillerde Olumsuzluk ve Soru Şekilleri:

Fiillerde Olumsuzluk:

Fiil köküne "-me, -ma" eki getirilerek anlam olumsuz yapılır. Diğer çekim ekleri olumsuzluk ekinden sonra getirilir. Olumsuzluk eki ünlü uyumlarına uyar.

okuyorum > oku-mu-yor-um

okudum > oku-ma-dı-m

geliyor > gel-mi-yor

görüyorsunuz > gör--yor-sunuz

 

NOT: Geniş zamanın II. ve III. kişilerinin olumsuzu -maz, -mez ekiyle yapılır.

gelirsin > gel-mez-sin

gelirler > gel-mez-ler

gelir > gel-mez

Fiillerin Soru Şekli:

Fiil kök veya gövdesine "-mı, -mi, -mu, -mü" ekleri getirilerek yapılır.

gidecek mi?

anlattı mı?

görmüş mü?

 

Soru ekleri kendinden önceki kelimeye ayrı yazılır, kendinden sonraki eklerle bitişik yazılır.

gidecek miyiz?

yapacak ydınız?

oturur musunuz?

BALKONDAKİ MUHABBET KUŞU (Öykü)

Amaç-Sonuç İlişkisi İçeren Cümleler:

Bir cümlede yan yargı, asıl yargının yapılmasındaki amacı bildiriyorsa o cümlede amaç-sonuç ilişkisi vardır.

Bu sıkıntılara sınavı kazanalım diye katlanıyoruz. (Sıkıntılara katlanıyoruz çünkü amacımız sınavı kazanmak)

                                     Yan Cümle                                      Temel Cümle

Cümlede amaç-sonuç ilişkisi kuran ekler ve kelimeler:

-mek için, -mek üzere, diye, amacıyla, maksadıyla..

 

  • Toplantıya katılmak üzere Ankara'ya gitmiş.

                        Amaç                                           Sonuç

  • Arkadaşımı görmeye Manisa'ya gideceğim.

  • Sevgimi göstereyim diye sana mektup yazdım.

UYARI:  Amaç-sonuç ilişkisi içeren cümlelerle sebep-sonuç ilişkisi içeren cümleler karıştırılmamalıdır.

  • Amaç-sonuç bildiren cümlelerde her iki yargı, "amacıyla" ifadesiyle bağlanabilir. Bir cümlede "Hangi amaçla?" sorusu amaç-sonuç ilişkisini verir.

 

      Konuyu pekiştirmek için etkinlik yaptık. (Hangi amaçla etkinlik yaptık?)

      Konuyu peliştirmek amacıyla etkinlik yaptık.

 

  • Sebep-sonuç bildiren cümlelerde her iki yargı "-den dolayı" ifadesiyle bağlanabilir. Bir cümlede "Hangi sebeple?" sorusu sebep-sonuç ilişkisini verir.

 

      Yağmur yağmadığı için toprağımızkurudu. (Hangi sebeple toprağımız kurudu?) 

       Yağmur yağmadığından dolayı toprağımız kurudu.

Ünlü Daralması:

Türkçede "a,e" ile biten fiilerin veya eklerin şimdiki zaman eki olan "-yor" etkisiyle "a,e"nin "ı,i,u,ü"ye dönüşmesine "ünlü daralması" denir.

sakla-yor > saklı-yor

kutla-yor > kutlu-yor

BAKARDIM GÜNEŞ AVUÇLARIMDA (Şiir)

Fiillerde Yapı:

Fiillerde yapı için tıklayınız.

bottom of page